Bulanık Zaman:

Dün Gibi Yaşadık Yarını. Bugünü de Yarın Gibi Yaşıyoruz. Günümüzü Gün Edemiyoruz Maalesef. Yani Bugünü Bugün. Mâlûliyyetinin Süratli Akışı Olmasından Kaynaklanıyor Zannederim. Tekerlek Hızlı Dönerken Geri Gidiyormuş Gibi Görünüyor ya Hani Belki de Ondan Bu Karmaşa..

 

Tanrı Tasavvurum:

Mütecessis, Mütebessim ve Mahzun Bir Yüz İfadesi ve Mânâlı Gözlerle Beni İzleyen Mûnis ve Müşfik Pîr-i Fânî Bir Hükümdar..

 

Yokluğundan Prangalar Eskittim:

Yer ile Gök Arasına Sıkıştım. Yetmezmiş Gibi Yerde de İnsanlar, Arabalar ve Binalar Arasına..Bi Kelepçesi Bi de Demir Parmaklığı Kaldı Yerin de..Rûhum Özgürlük Nedir Tatmadı Müebbet Mahkûmiyetinde.. Ne Gerek Vardı Zaten Demir Parmaklığa, Kelepçeye, Hapsedilmeye.. Görünmez Bir Prangaya Vurulmuş Rûhum, Görünmez Bir Zincire..

 

Cezâlı Eşrefler:

Boşluklarla ve Karadeliklerle Dolu Bir Evrenin Boş Bakan Evlatları Arasında Anlamsızlık Karanlığına Müebbet Mahkûm Olmak.. Bundan Daha Büyük Bir Cezâ Var mı ki Hasbelkader Eşref-i Mahlûkat Doğana..

 

Saklı Bahçe:

Kendi Gökkubbesindeki Cenneti Bulamayan Gökkubbenin Altındaki Hiçbir Yerde Cenneti Bulamaz..

 

Cezâlı Eşref

-Ateş Göğe Yükselen Fânî Toprak ise Ayak Altındaki Bâkîdir..

-Haykırmaktan Kan Çanağına Dönmüş Şu Mavi Gözlerim Suskun Gökkubbenin Kahırlanıp ve Gazaplanıp da Söyleyemedikleridir..

-Tarih, İhtimaller Üzerinden Değerlendirilir..

-

-Devâsını Yanında Taşıyan Çağrıya Dâvâ Denir..

-Yasalar, Evrenin Özellikle de İnsanın Gardiyanıdır..

-Nefesinizi Dışarı Fazla Harcamayın; Sonra Rûhunuz Ölür..

-İnsan Vücudu Tam Teşekküllü Bir Devlet Hastanesidir..

-Hükümdarlık Yalnızken Başlar..

-Mâneviyatında İstikrârı Tutturan Âdem Bir İnsana Hakem Olmuş Demektir. Bir İnsana Hakem Olan Âdem Tüm İnsanlığa Hakem Olabilecek Kudrettedir Derken Bu Gâyeyi Gerçekleştirmeye Adaydır Demektir..

-İnsanlar 2’ye Ayrılır: 1)Hased ile Fesad’ın Payına Düştüğü Fakir İnsanlar; 2)Halim ile Selim’in Kendilerine Uğradığı Zengin İnsanlar..

-Mümtaz Nedimleriniz ve Sırdaş Refikleriniz Olsun..

-Belirsizlikleri Belertmek Gerek; Av Bilgiyle Yapılır Avdan Korkulmaz; Yoksa Avın Değil Korkunun Kurbanı Olursunuz; Oysa Kurban Av Olmalı..

Hayatı 21. Yy’da 21.yy’dan Mülâhazalarla Osmanlıca Olarak Yeniden Mütâlaa Etmek:

Elân İnsan Hayatı Aleyhine Garez Emareleri İhtiva Eden Tesâdüler İnsanın Zamanla Tevâfukuna Mâni Olmaktadır. İnsanla Zaman Arasındaki Mutâbakatın Sağlanamamasının Asıl Müsebbibi Olan Bu Şuursuzluk Asıllı Tesadüfler, Zekâsı Muayyen Bir Mertebeye Erişmiş Olup Tekâmülüne Devâm Eden İnsanın İstikbâline Muvâfakatnâme Vermemektedir. Cehâletin Karanlığını Besleyen ve Yine O Cehâletten Beslenen Bu Tesâdüfler Mezâliminin Nihâyeti Saadet Olan Medeniyet Yolundaki İnsanın Yürüyüşüne Müsaade Etmemekle Alâkalı Garezi Artık İdrâk Edilmek Zorundadır; Bu Karanlığın Müdâfisi ve Karanlığın Müdâfaası Tesadüfler Manzûmesini Dalga Dalga Aydınlatmanın Yegâne Yolu Devâsını Yanında Taşıyan Dâvâ Âdemlerinin Muammanın Peşrevinde Muallakta Mahpus Sefaletin Pençesinde Can Çekişmeye Mahkûm Dünyayı Tanzim Ederek İnsanın Dört Başı Mâmur Bir Hayatla Tevâfukunun Yolunu Târif Etmek ve İnsanları Böyle Bir Gâyeyle Tanıştırmak Ya İstiklal Ya İzmihlâl Şiârını Akleden Kalplerine Nakşetmek ve Muvaffakiyetin Anahtarını Ruhlarına Teslim Etmektir..

..

-Zevât:

Zât Olmak, Meziyet ve İzzet-i Nefis Sahibi Şahısların O Meziyetler ve Hasletlerde Tevhid Etmesi; Enâyî ve Enânî Olmak ise Bu Tevhid Fazileti Hilâfına Tefrika Çıkarma Sefâleti ve Sefâhetidir.

-Demirelce Bir Yazı:

Huzûru ve Sükûnu Bulmak, Cesâret ve Samimiyetle Çıkılmış Bir İnkişaf Yoludur. Keşfettikçe ve Farkettikçe Suhûlete Nâil Olacağımız Mukaddes Bir Dâvâdır. Bu Dâvâ Devâsını Bünyesinde Barındıran Yegâne Hakikat Dâvâsıdır. Ez Cümle Şunu Deriz: İnkişaf Yolumuzdaki Her Adımımız Bizi Hayâtın Fecaat ve Felâket Ahvâlinden Mürüvvet Makamına Terfi Ettirecektir..

-Ertelemeye Osmanlıcadan Bakmak

Sahtekâr Tehir Etme Hissiyatlarının Bizi Dalâlete Sürüklememesi, Sahtekâr Olduğunun Delilinin ise Çok Kıymetli Zamanımızı Zâyiâta Uğratması Olduğunu İdrak Etmemiz Lazım Gelir..

-Kelime Nedir?

Aklî Melekelerin Mükemmel Mülkün Kanunlarını Anlayabilmesi İçin Mantıkla Örülmüş Sesler ve Sözlere Kelime denir..

-Bi Kerelik ve Bi Kere Dahalık Hayat

Bu, Dünyaya Bi Kere Gelenler ve Bi Kere Daha Gelecek Olanlar Yüzünden Bu Hâlde Dünya. Ben Bu Dünyaya Yalnızca Geldim ve Gideceğim. Ama Giderken de Bu, Dünyaya Bi Kere Gelenleri ve Bi Kere Daha Gelecekleri Adâletim, İnsafım ve Aklım’la Yanımda Götüreceğim..

-

..

Ne Kadar Arayış ve Ne Kadar Sancı Varsa O Hayatta O Kadar Alarm ve Anlam Vardır..

-Bazen Sanki Her Şeyi Düşündüğünüzü Hissettiğiniz İçin Kelimeleri Toparlamakta Zorlanırsınız..

-

-Zaman Bir Tren Biz de Yetişmeye Çalışan Yolcular Gibiyiz..

-Düşüncenin ve Onun Ürünü Olan Söylemin Şiddetini Ayarlamak Yüksek Dil Mühendisliği Gerektirir.

-Herkesin Kişilik Yapısında Rezerv Fikirler ve Söylemler Barınır..

..

Kelleyi Koltuğa Almak Kolay da Aklı Başa Almak Zordur; Zâten Bu İkisini Yapabilenler Esenlik ve İftiharla Dolu Bir Baş Taşırlar Ömür Boyu..

-Benim Hayatım Yalnızca Hayattan Ders Almakla Kalmamalı; Hayata Ders Vermek de Olmalı..

-Yaşama ve Bir Yaşama Sebep Olup Onun Yaşamına Katkıda Bulunma İçgüdüsü İnsan Hayatının Aslî Gayelerindendir..

-Özü Sözle Düzenlemek Güzele Doğru Bu Gözle Yolu İzlemek Gerek..

-Câzibiyet, Nazara Mâruziyeti Getirir; Nazar ise Ağırdır; Azdırırsa İnsana Mezarını Kazdırır..

-Salâhiyet (Yetkinlik): Bir Bilgi Alanıyla Barışana Kadar Geçirdiği Savaşı Kazanmış İnsanın Sahip Olduğu Şeydir..

-Koskoca Uzayın Kendisinde Oluşan Olayların Ufacık Bir Gezegeninde Gerçekleşen Olay Çeşitliliğinin Yanında Esamisinin Okunmaması Müthiş..

-Bazılarının Hayatını Ateş ve Çığlık Rüzgârları Yakar Kavurur; Bazılarının ise Serin Sular Üzerinde Bir Meltem Esintisi..

-Dil, Hayatın Gözüdür..

..

-Candostunu Bile Tesâdüf Eseri Buluyorsun; Biraz Nihilizm Tütsüsü Var Bu Hayatta..

..

-Yalnızlık, Yurtsuzluktur..

-Yeryüzünde belirsizlik... Olaylar Belirsiz. Gelecek Belirsiz. Ne Olduğu Ne Olacağı Belirsiz. Hiçbir Zaman da Netleşmedi..

-Ben Cezâlı Bir Eşref, Hayat Denen Bu İhtimaller Risk ve Kaos İkliminin Manevî ve Nazarî Yükü Altında Ne Kadar Eziliyorsam O Kadar Saygı Görmek İstiyorum..

-İhtimallerin Yönetilmesi, Bilim Yapmakla Olur.. İhtimallere Karşı Bigâne Kalınması İçin Cehâlet Yeterlidir..

-Bir Ben Yıldız Gibi Kayıyor. Her Saniye Dağılan Benlik Kırıntıları Yüzünden Un Ufak Olup Gidiyor. Bir Türlü Tam Bir Benlik Olamıyor..

-Ben Cezâlı Eşref, Dünya Vatandaşlarının Yaşlanmış Genç Türkler Familyasından..

-Aşk’ın İzzetinden ve Asâletinden Şehvet Gibi Muzaffer Bir Melânet Bile Mağlûbiyeti Tadar..Aşk’ın Tabî ve Ulvî Mahcûbiyeti Karşısında Şehvet Gibi Yılmaz Bir Arsız Bile Aziz ve Asil Bir Hicap Duyar..

-Yaşlandı Yalnızlığım. Beraber Yaşlandık Ama İkimiz de Yalnızdık..

-İnsanları Olduğu Gibi Kabul Etmek; Ne Kadar Olduğunu Nerden Biliyoruz da Hemen Takdir Ediyoruz Ne Olduğunu. Olmak Zâten Uçsuz Bucaksız Bir Şey..

-Okuduğunu Anlamak Demek Okurken Gerekli Müziği Sözcüklere Giydirebilmek Demektir. Gerek İçinden Gerekse Dışından Okurken..

İyilik Küfretti Mutluluğa Kötülükse Kıs Kıs Güldü Bıyık Altından Hain Hain Bakışlarla..

 

-Koca Bir Bekleyiş Beni Soluyor. Ben Soludukça İçine Çekiyor. Dibi Sonu da Hiç Görünmüyor Bu Girdabın..

-

-İsimlerle İstimâ Eder ve İsmâ Ederiz; Böylece Sâm-ı Semâ’mızdan Nasip Murad Ederiz..

-Ruh ve Teneffüsümüze Muhabbet Beslememiz İçin Sevgi Habbeleri Ekmemiz Lazım Çilehânemize..

-Namaz:

-..

-Dildeki Ses Çeşitliliği ve Kombinasyon Zenginliği, Kelimeler Aynı Anlama Gelse Bile Bir Rûhî ve Fonetik Perspektif Bereketidir..

-Bir Zihin Mes’ele İntac Etmeye Ne Kadar Meyyal ise İlletinin de Cismine İsabet Ederek Onu Eleme Dûçar Etme İhtimali O Kadar Yüksektir..

-Sanatın Artık Bundan Sonra Duygulara Duygu Katmaktan Çok Düşünen (Akıllanan) Duygulara İhtiyacı Vardır. Âtî’nin Medeniyet Ufkunda Bu da Olmalıdır..

-İnsan Düşüncelerine Duygusallık Beslemeyi Bırakıp Düşünceyi Kararınca Duygularla Besleyebilirse Ancak Doğru Kararlar Alır..

-Her Şeyi Farkedince Şu Fakir Ruh Ürpererek İrkiliyor. Cancağızım Diyor Ne Kadar da Yokluk İçinde Varlık Yaşıyor Bu İnsanlar! Oysa Ben Razıyım Mahviyetkârlığımdan Varlık İçinde Yokluk Yaşamaya Nehâfetimin İlletinden ve İzzetinden..

 

Bi Dünya Kavgam:

Cinnetle Doğan Çocuklar Cinnetle Yaşayıp Cinnetle Ölmemeli! Tamam Hepsi Cinnetle Oluyor. Tamam Hepsi Cinnetle Doğuyor. Ama Cennette Yaşayıp Cennette Ölmeli. İnsanlık Daha Gusül Abdestini Bile Almayı Öğrenemedi. Cenabet Geziyor Melânet Ceninler..

 

 

Abdurrahman Olmak:

Hayata Anlam Yüklemek ve Yüce Bir Dâvâ Edinip O Dâvâyı Kazanmak Âdeta Yoktan Bir Şeyi Var Etmeye Benzer.. Tanrının Yoktan Yaratma Sürecinin Devâmıdır İnsanoğlu..İnsanoğlu Yoktan Yaratıldı ve Yoktan Yarattı..

 

Gelecek Kaygısı:

İhtimalleri Tehlike ve Tehdit Olmaktan Çıkaramadı Daha İnsanlık. Gelecek Karşımıza Çıkmasın Çatmasın be Nolur. Biz Onu Yanımıza Alalım El Ele Yan Yana Yürüyelim. Nasıl Olur Bilir Misiniz? Aklın ve Vicdanın Samimiyetiyle Olabilir..

 

Mavi Gözlü Âtî:

Herkesin Geleceği Olmasını Umabileceği Bir Gelecekte Mavi Gözlü Âtî’nin Medeniyet Ufkunda Bir Güneş Gibi Doğarak Geleceğe Gelecek Olmak İsteyen Yarı Balkan Göçmeni Bir Mavi Gözlüyüm Ben de..

 

 

Yetkini Yitik Yapan Ziyankâr İnsanoğluna:

Dünya Neden Aşağılık ve Anlamsız Görünür Bilir Misiniz? İnsan Ondan Yeni Bir Anlamlı ve Yüce Bir Hayat Yaratsın Diye. Tanrı Bile Paylaşmak İstedi Yaratılışı..

 

 

Kâmillerin Borcu:

Zavallılara Zevâl Vermek, Kemal Gayesine Sahip Kâmillerin Boynunun Borcu Olmalı..

 

..

 

Arıyorum Beni Arıyorsa Onu. Varsa da Yok Daha Bulmadım. Varsam da Yokum Daha Bulunmadım..

 

 

Yoktan Yere Mutlu Olan İnsanlara Karşı Öfkem Arz Kabuğunun Altındaki Lavlar Kadar Aslî ve Daimîdir..

 

 

Her Beden, Sedâ ve Ruh Bir Başka Beden, Sedâ ve Ruh’la Beraberliği Hâlinde Vücûda Gelir ve İfadesini Bulur. Zira Kendisini Onunla Mukayese Ederken ve Kendisinden Ona Yansıyan Tesirlerin Aksülamellerini Murâkabe Ederken Bu Aziz Fırsatı Bulur..

 

 

Ne Herkesin Gönlünü Hoş Edebilirsin. Ne de Herkesle Gönlünü Hoş Edebilirsin...

 

Dünyaya Bakarken Bazen Sürekli Bir Soğukluk ve Yalnızlık Tablosunun Yüreğine İtelediği Acılarla Dolu Anlar Yaşardı..

 

Şerr’in Gadri Hayrın Kudretine Mağlup Olduğu Zaman Dünya Sulh Olur..

 

Hükümdarlık Yalnızken Başlar. Kafada Kurgulanır ve Oynanır. Kurguda Eksik ve Karanlık Bir Yer Kalmamalıdır..

Müfrit Arzu:

Ne Kadar Müfrit Bir Heyecan ve Arzu İçindeysen O Kadar Emniyetsizsindir. Lakin Ne Kadar Rahat ve Huzurlu isen Cevherinde de Muvaffakiyeti  Îfâ ve İcrâya O Kadar İstîdâd’ın Hâsıl Olmuş Demektir..

 

İnsan Kötülüğü Kötü Olmak için Yapmaz Genelde. Kötü, Sakat ve Zayıf Gördüğü Noktalarını Takviye Etmek, İyileştirmek ve Güçlendirmek İçin Yapar. Hâlbuki Hastalığın Kaynağıyla Hastalık Tedavi Edilmez..

 

Çınarsuyu Hatırası:

Her Bakış Birer Mermi Gibiydi. Ben de Ölümsüz Bir Şehit Gibiydim. Bana Bakıyor Ama Beni Görmüyorlardı. Bu Yüzden Her Baktıklarında Beni Vuruyorlardı. Her Görüntümde Fedâ-i Can Eyliyordum. Derdim-Tasam, Gamım-Kederim Kurşun Gibi Ağırdı. Yüreğimdeki Kurşunlar Dışarıdan Gelenlerle Birleşince Beni Bir Metal Yığınına Çeviriyordu. İnsan, Etten Kemikten Bir Varlıktır. Bu Kadar Ağır Yaşayamaz. Rûh-u Aziz Ne Kadar Daha Taşır Bu Yükü Bilinmez. Ama Onun Şehit Olduğu Yerde Beden Devralır Bu Yükü ki O da Ne Kadar Dayanır Onun da Hükmü Kâinatta Mektûmdur..

 

Anlam Aranır mı Olunur mu?

Hayata Anlam Vermeye Çalışmak Yerine Anlamın Kendisi Olmaya Çalışmak Lazım. İnsanları Anlamlı Kılmak Yerine Onların Anlam Arayışında Bizim Olmamız Yaşamsal Olana Daha Uygun..

 

Sefil Derken Bile Aydınlatıcı Bir Ses Grubu Meydana Geliyor. Oysa Ben O Kadar Bile Aydınlıkta Değilim..

 

Mekân-ı Dünya, Manzarası İtibariyle Süflidir. Ve Dünya, Beşeriyetin Ulviyyet Kuvvesi Kadar Dahî Ulviyyet Seviyesine Terakki Edememektedir..

 

Hüznüm de Yaşlandı Benle Beraber. Çığlık Çığlığa Susturmaya Çalıştı Kendini. Susturamadıkça Yüzü Kırıştı Saçı Beyazladı..

 

..

 

İçimde Bir Harabe, Dışımda Gül Bahçe, Güle Kanmasın Kimse, Gülüm Ömrü Az Olur..

 

Birisi Tutsun Beni Yoksa Düşerim Şu Düşkün Dünyada. Öyle Bi Tutsun ki Beni O Tutacak Olan Tutkusundan Hiç Vazgeçmesin Beni Tutmaktan..

 

Sevinçle Üzüntü Arasındaki Fark Sisle Bulut Arasındaki Fark Gibidir. Aynı Su Damlaları Dağdan Bakıldığında Sis, Yerden Bakıldığında Buluttur..

 

 

Kendimi Bildim Bileli Bildiğim Bütün Duyguları ve Kendini Bilmezler Ancak Merak Eder Bütün Duyguları..

Her Şey Hatta Hazlar Bile Birer Zorlantıyla Mâlûldür..

 

Hayat, Melankolik Bir Mizahtır..

 

Gülmeye Çalışmak Ağlamaktan Daha Zordur. İki Arada Bi Derede Su Üzerine Akar Durur. Sıkışmışlığı En Derinden Hissedersin. Ağlamak ise Suyun Vadiden Akıp Gitmesine Benzer..

 

Her Davranışımda Dalından Kopan Sahipsiz Bir Çınar Yaprağı Gibiyim. Çınar Ağacı da Rûhumdur..

 

Hayaller Kurarsın Hayatlar Olur. Hayatlar Yıkılır Ama Hayaller Hep Bâkî Kalır..

 

Gülerken Melankolik Bir Bakış Atıyorum Dünyaya ve Yeni Dostlar Yeni Dünyalar Tanımak İsterken Tevessümlerim Eşlik Ediyor Merakıma..

 

Suskunluk En Sesli Haykırıştır. Yazamazsınız. Çünkü Anlamlı Sözler Oluşturabilecek Bütün Kelimeler Susarak Gitmişlerdir. Yani Haykırarak..

 

Yaşamayı Kabul Etmiyorum Böyle Yaşadıktan Sonra. Ama Yaşam Bana Kabul Ettiriyor Kendini Yaşadıktan Sonra..

 

Bulanık Zaman:

Dün Gibi Yaşadık Yarını. Bugünü de Yarın Gibi Yaşıyoruz. Günümüzü Gün Edemiyoruz Maalesef. Yani Bugünü Bugün. Mâlûliyyetinin Süratli Akışı Olmasından Kaynaklanıyor Zannederim. Tekerlek Hızlı Dönerken Geri Gidiyormuş Gibi Görünüyor ya Hani Belki de Ondan Bu Karmaşa..

 

Tanrı Tasavvurum:

Mütecessis, Mütebessim ve Mahzun Bir Yüz İfadesi ve Mânâlı Gözlerle Beni İzleyen Mûnis ve Müşfik Pîr-i Fânî Bir Hükümdar..

 

Yokluğundan Prangalar Eskittim:

Yer ile Gök Arasına Sıkıştım. Yetmezmiş Gibi Yerde de İnsanlar, Arabalar ve Binalar Arasına..Bi Kelepçesi Bi de Demir Parmaklığı Kaldı Yerin de..Rûhum Özgürlük Nedir Tatmadı Müebbet Mahkûmiyetinde.. Ne Gerek Vardı Zaten Demir Parmaklığa, Kelepçeye, Hapsedilmeye.. Görünmez Bir Prangaya Vurulmuş Rûhum, Görünmez Bir Zincire..

 

 

Bu Hikaye de Yarım Kalırsa Benim Bu Dünyada Tamamlanacak Bir Hikayem Varsa Onu Bulmam Gerek..

 

Saklı Bahçe:

Kendi Gökkubbesindeki Cenneti Bulamayan Gökkubbenin Altındaki Hiçbir Yerde Cenneti Bulamaz..

 

Dua Etmek Çâre Aramaktır. Sorununa Çözüm Bulabildiysen Duan Kabul Olmuş Demektir..

 

Âhiret İnancı, İnsanın Hayattaki Büyüklük Hezeyanının Bir Neticesidir..

..

 

 

Sünnetullah’ın Anlamlılığı:

Boşlukların Perdelediği Ama Dolulukların Gizli de Olsa Hükümfermâ Olduğu Medenî Gibi Görünen ve Sadece Şehirli Olan Süreçler.. Sünnetullah’ın Bize Emrettiği Şey ise Boşlukları Doldurmak. Boşluklar da Sünnetullah’ın Bir Parçasıdır.. Ama Bizim Razı Olmadığımız Bir Sünnetten Allah Zaten Razı Olmaz..

 

 

Hükümdar ve Filozof:

Hükümdarlar Tarihlerine Hükmeder Filozoflar ise Tarihe..

 

Sezgi ve Refleks:

İnsanlar Çoğu Zaman Paketlenmiş Fikirlere Bağlanarak ve Onların Askeri Olarak Onları Savunma Üzerine Bir Sezgi -Daha Doğrusu Bir Refleks- Geliştirir. Fakat Gerçekte Sezgileri Kuvvetli Olanlar Hakikati Arayan Hikmetli Zekâlardır..

 

..

-Yasaların Denetimli Serbestlikle Özgürleştirdiği ya da Çeşitli Sürelerle Cezalandırdığı Mahkûmlarız.. Tamamen Beraat Etmek ise İnsanlığın İnkişâfına Bağlıdır.

-Ölümden Korkuyorum. Çünkü Üşüyorum. Üşümekten Korkarken Korkudan da Üşüyorum. Çok Üşünür Çünkü Ölürken. Ölenler Bilir. Bir de Ölmeden Önce Ölenler. Yaşarken Ölümün Soğuk Yüzünü Hissedenler. Hep Üşüyenler, Hep Korkanlar ve Hep Ölenler. Her Akşam Ölenler Sonra Her Sabah Yeniden Dirilenler ve Akşamları Tekrar Ölenler. Bazıları için Böyle Bir Kısır Döngüdür Hayat. Hayatı Kısır Olmuş, Hadım ve Beter Olmuşlar için. Ölmeden Önce Ölümü Öldürerek Soğukkanlı Olmayı Başarabilen Önderlere ise Selâm Olsun..

-Yoksunluktan (Hiçlikten) Beslenen ve Hep Daha Fazlasını İsteyen Bir Şeytan Var İçimde..

-“Her Yaşın Acemisidir İnsan.”

-Benim Şu Anki Meziyetlerimin ve Kusurlarımın Hepsi İnsanlık Olgusunun Bana Sunduğu Nimetler ve Külfetlerdir..

-Cesâretin Bedeli Bir Müddet Kahırdır. Esâretin ise Bir Ömür.. Teşvik ve Teşcii Kelimelerle Yapılır. Gazla Değil..

-Bütün Hayallerim Donup Kalıyor Çoğu Zaman Oldukları Yerde. Onları Öyle Görünce Ben de Donup Kalıyorum. Ölmemek İçinse Benim Hareket Etmem Gerekiyor. Onlarla Birlikte Ölmemek İçin..

-

-Marjinal İnsanlar Aşırı Ekşimiş Çökeleğe Benzer. Tatları Hiçbir Şeye Uyum Sağlamaz..

-Kişisel Gelişmişlik Düzeyimde ve Benliğimde Büyük Tahribatlar ve İntiharlar Cereyân Ediyor..

-Görünürde Taşıdığım Nazik ve Nezih Bir Çocuk Yüzüne; Sakallı, Kırışık ve Aynı Zamanda Sigara Dumanının Kapkara Yaptığı Yaşlı Bir Bahtsız Bedevî Resmederek Rûhuma Mütemâdiyen Bir Keder Teması İşleyen, Atalarımın Mâzîden Mîlâdıma Dek Uzayıp Giden Çileli Ömürlerinin Mukkader Kıldığı Zâlim Bir Duygu Var İçimde..

-Egoyla Hitab Edenlerin Egoyla Muhatab Olma İhtimalleri Yüksektir..

-Sözlerimle, Bestesiz, Nağmesiz ve Melodisiz Şarkılar Söylüyorum..

-Göz ve Sözün Sıcak ve Soğuk Banyolarında Havâle ve Hipotermiye Karşı Dengede Kalmaya Çalışıyor Rûh-u Azîzim..

..

 

Cihan:

Ben Bu Cihana Sığmazam. Zira Gökyüzü Mapusun Damı, Yeryüzü Zemini, Havası ise Koğuşudur..

 

Yetkini Yitik Yapan Hayat:

Mezarlıklar, Pes Etmeyi Aklından Bile Geçirmeyeceklerin Pes Etmeye Mecbur Oldukları Hayatlarının Ölümleriyle Dolu..

 

İncilerim:

-Yalnızlığına Hükmedebilen Yalnızlığına Hükmedemeyen Yalnız Kalabalıklara Hükmeder..

-Sükût ve Sükûnet Sakatlığa Mânidir..

-Ne Kadar Sır Biriktirir ve Onları Ne Kadar Saklamaya Çalışırsanız O Kadar Mesrûr Olamazsınız..

-Karşılıksız Olduğu Hâlde Aşkının Peşinden Koştuğunu Zannedenler Ziyandadır. Onlar Aslında Hayallerinin Peşinden Koşuyorlar. Aşkını Ararken Ona Tesâdüf Etme Bahtiyarlığına Erenler ise Pek Azdır Bu Gökkubbenin Altında..

-Zamanın Akışı, Bir Sel Akıntısı Gibidir. Bu Akıntıya Kapılan İnsan Boşluktaki İnsandır ve Su Onu Alır Götürür. Bir Kayığı Olan İnsan ise Suyun Akışına Göre Vaziyet Alan ve Bir Hedefi Olan İnsandır..

-Olan Yani Mevcut Olan Bir Şey İnkâr Edilir (Görmezden Gelinir). Bir İmgenin Var Olduğunu İddia Etmek Olmadığı Gerçeğini İnkâr Etmektir. Asıl İnkâr Budur..

-İki Yabancı Bir Araya Gelip Ya Kendine Yabancı Ya İnsanlara Yabancı Ya Da Her İkisine Birden Yabancı Birini ve Dolayısıyla Onu Var Eden İki Yabancıya da Yabancı Bir Yabancıyı Yaratır..

-Nefisle Yürüyorum, Nefesle Yürüyorum. Ama Aslında Yokluğa, Ölüme Yürüyorum..

-Varlık İçindeyken Yokluğa Karşı Suçluyum. Yoklukta ise Varlığa Bazen Mahcup ve Çoğu Zaman Öfkeli..

-Lağım Çukurunda Bir Ezâ Cefâ.. Üstten Gardiyanlar Size Aralıklarla Dayanmanız İçin İlaç Veriyor.. Geçici Bir Süre İyileşiyorsunuz.. Sonra Deliğinden Çıkan Bir Lağım Faresi Sizi Isırıyor ve Tekrar Hasta Oluyorsunuz.. Öldürmeden Süründürmek Sûretiyle Size İşkence Yapılıyor.. Sonra da Bu İşkencenin Dışındaki Size Nispetle Sağlıklı Olan Mahkûmlar Size Hasta Diye Yaklaşmak İstemiyor.. Ne Güzel Dünya …

-Yaşamsal ve Zihinsel Süreçlerle Baş Etmeye Çalışıyorum..

-Dört Dörtlük Olmayı Bilen ve Dört Dörtlük Olmaya Çok Yakın Olanlar Dört Dörtlük Sayılabilir Diye Düşünüyorum..

-

-Zamanın Hızlı Akışı Bize Şunu Anlatmaktadır: Katlandığın Her Meşakkat ve Yaşadığın Her Saadet Hızla Geçip Gidecek..

-Bu Hayatta Yapayalnız Kaldığınızı Hissettiğinizde Kendinizle Baş Başa Kaldığınızı Farkedin..Siz, Kendinizi ve Donanımlarınızı Tanıdıkça Yalnızlık Size Yabancılaşır. Etrafınızda Yeni İnsanlar Oluşmaya Başlar ve Kısa Sürede O İnsanları Tanımaya Başlarsınız..

-Kapkaranlık ve Sepsessiz Bir Çığlık Eşlik Etti Nefeslerime.. Bir İnsan Etseydi O Susacaktı Belki de..

-Kaderi Tesâdüflerin Eline Teslim Etmek Hayatta Emniyet ve Selâmetten Vazgeçmek Demektir..

-İnsanın Yalnızlığı Mahzunluktur. Bu da Bir Gâyeye Matuftur..

-

-İçimde Cenazeler ve Ayrı Ayrı Törenleri.. Aynı Zamanda Yenidoğan Bebekler ve Ayrı Ayrı Beşik Davetleri..

-Ömürler Boyu Yetim Kaldım. Yeryüzünde Ne Kadar Çocuk Yetim Kaldıysa ve Toplamı Kaç Asır Yapıyorsa Bu Babasızlıkların Hepsini Bir Oturma Gecesinin Bir Anında Yaşamaya Başladım. Nasıl Yaptığıma Gelince Babamın Arkadaşı Babam Emsal Bir Adamı Babam Yerine Koymaya Çalıştım ve Bunun İmkânsız Olduğunu Farkedince Yetim Çocukların Uzun Uzun Acılarını Kısa Kısa Anlarda Uzun Uzun Yaşadım..

-Ben Aslında Her Şeyin Geçiciliğine ve Özellikle Mutluluğun Geçiciliğine Sürekli Bir Düşmanlık Besliyorum..

-Allah Kahretsin Dediğimiz Anlarda Zaten Allah Kahretmiş Oluyor Bazı Sebeplerden Ötürü..

-İçimdeki 60 Yaşındaki Bir Adamı 10 Yaşındaki Bir Çocuk Peşinden Sürüklüyor. Bu Sürükleme ve Çekiştirmeler Sırasında 25 Yaşımı 26’ya Tamamlamak Üzereyim..

-Nefsine Hâkim Olarak Hürriyete Mazhar Olacaksın..

 

Güvercin Tüyü Kadar Hafif ve Narin Bir Kalp ve Güvercin Tedirginliğinde Bir Zihinle Bir Kuş Misali Uçarım Bu Âlemde ve Onu Anlamaya Çalışırım Kuş Kadar Beynimle Ama Özgürüm..

 

 

 

 

Umut, Bedbahtın Nefesidir.

 

 

 

Göz ve Sözün Sıcak ve Soğuk Banyolarında Havâle ve Hipotermiye Karşı Dengede Kalmaya Çalışıyor Rûh-u Azîzim..

Hayallerime Gülümsüyorum -Puslu da Olsa Görebildiğim Yerden. Neden Acaba Kördüğüm Her Biri Neden?

 

 

Varlık Hayr-ı Mahza, Yokluk Şerr-Mahza’dır. Kusur/Eksiklik, Yokluğun Yani Şerr’in Bir Parçasıdır. Bir Sistemde Ne Kadar Eksiklik Varsa O Kadar Şerr Vardır. Sırât-ı Müstakim ise Hayr-ı Mahza Mutlak/Zorunlu Varlık Allah’ın Yoludur. Hidayete Ermek İstemek Yani İnkişaf ve Tekâmül Gayreti ise Eksiklikleri Gidermek Suretiyle Varoluş Çabasına Girmek Demektir..

 

Zagun:

Sustu Çığlıklar ve Bağırmaya Başladı Sessizlik.. Ve Bu Yeryüzünde İşlenen Zulümler Karşısındaki Cümle Feryatların Sürüncemede Bıraktığı Zaman Kadar Uzunca Bir Süredir Bağırıyor Sürekli Yükselen Bir Sesle.. Tüm Bu Zagun ve Tüm Bu Vâveylâ, Adâvetkârâne Bir Şekilde Hücum Ediyor Zihnime.. Susturmam Lâzım Bu Sessizliği..Ne Var ki Tek Bir Çıkış Yolu Var O da İntihar..

Bir Cihan Bir Rûh-u Aziz Bekleşip Dururlar Bir Hürriyet-i Veciz..

 

“Ben O Kadar Güçlüyüm ki Şu Dağı Kaldırabilirim.” Diye Bir Olumlama Yapsak Kendimize Bunun Olanağı Ne Kadar Düşükse Yani Ne Kadar Olumsuzsa İşte O Kadar Büyük Bir Yük Biner Omuzlarımıza..

 

 

Ben Hiçbir Zaman Büyüyemedim. Hiçbir Zaman da Küçük Olamadım. İki Arada Bir Derede Islanmamak ve Daha Fazla Üşümemek Pahasına Bekleyip Durdum. Islanmadım Belki Ama Hep Üşüdüm. Ne Var ki Dereyi Atlayıp Vadinin Karşısına Geçmem Gerekiyordu..

 

Kendini Aşırı Sorgulamak Zihni İntihara Götürür..

 

 

Kâinâtın Kânunları Öyle Soğuk ve Suskun İşler ki Bu Soğuğun ve Sessizliğin Şiddetinden İnsanı Sakınacak Eşe Dosta İhtiyacı Vardır İnsanın..

-Saatler O Kadar Usul Usul O Kadar Uslu Uslu Akıp Gidiyor ki Aynı Usulluğu ve Aynı Usluluğu Usul Usul ve Uslu Uslu Örnek Alasım Geliyor..

-

-Uzun ve Yavaş Yalnızlıklar Kısa ve Hızlı Beraberlikler İçin Olabilir Çoğu Zaman..

-Dik Duruşuna ve Asâletine Rağmen Yalvarırcasına Mescidin Anahtarını İstedi ve Uzaklardan Mesafeli Bir Ünsiyet Kurmaya Çalıştı. Bütün Bunların Arka Planında Bir Garibanlık ve Bir de Gariplik Yani Tuhaflık Vardı..

 

 

 

Kuyu mu kör Ben mi?

Kuyu Kör Değil İnsandır Kör Olan..Ama İnsanı Kör Eden De Kuyudur. Kuyunun Zulmeti, Zulüm Olur İnsanla Karşılaşınca..Suç Kuyuda Mı İnsanda Mı? Diye Sorsak Hiçbiri.. Biri Kuyu Biri İnsan. Kendiyle Çelişen İkisi De Değil.. Suçlu Kim? Dersek Tekrar, İnsana Yolunu Kaybettiren Sonra O Kuyuya Sürükleyen ve Atan Şuursuzluk Asıllı Tesadüflerdir. Açıkça Söylemek Gerekirse İnsanlığın Yüz Karalarının İnsanlıkla Çelişerek İşlediği Kötülüklerdir.. Dolayısıyla Ne Kuyu Kör Aslında Ne İnsanlar. Kör Olan Ne Yaptığını Göremeyen Şeytanlar..

 

Kader Nedir?

Başımıza Gelen Belâ ve Musîbetler, Allah’ın Murâdı Anlamında Kullanılan Kader Kavramıyla Anlatılamaz. Geneli, Kulların Eksikliğinden ve Cehâletinden Doğan Tesadüfi Hâdiselerdir..

 

Karanlık Kuyu Zaman

Zaman, Gitti Geldi Dertli Dertli Dizini Döve Döve Dedi Ki Bana Etme Çocuk Gitme Çocuk Niçin Geldin Sen Bu Dünyaya.. Bu Zaman Gelir Geçer İçinden.. Dayanamazsın Hızına.. Dizinin Üstüne Çöker Kalırsın.. Nasıl Çıkacam Ben Bu Kör Kuyudan Dersin... Hâlbuki Her Tarafını Saran Bir Karanlığın Ortasındasındır.. Tek Kurtuluş İse Ölümdür

 

 

Hayâlhânemin Kumsalı

Gelecek, Gelecek Olsun Diye Uğraştım Geleceği Olmayan Geleceğin Her Gününde Zihnimde.. Herkesin Bir Geleceği Olsun Ki Bir Tanesi De Benim Olsun Diye.. Ne Var Ki Dalgaları Kumsalıma Vurur Yılmaksızın Zaman Denen Ummanın. Yazılarım Silinip Geçmişin Tazyikli Sularına karışmak Üzere.. Ama Göklerin Maviliklerine (Mavi Ajandama) Yazılmışlardı Bir Kere.. Fakat Yine De Daha Fazla Yazı Silinmesin Diye Onları Başka Gözlerin De Görmesi Gerek.. Zira Asıl Marifet Zamanın Darbelerine Karşı Sürekli Kumların Üzerinde Kalmasıdır Yazılarımın.. Kaldı Ki Gören Bir Çift Gözün O Yazıları Görmesi Hâlinde Tüm Yazılarım Tekrar Tekrar Yazılacaktır Hayâlhânemin Kumsalına.. Sonunda O Gören Gözle Ortak Olacak Hayâlhânelerimizin Kumsalı ve Onunkinde de Yazacak Aynı İnciler.. Dünyayı Aydınlatma Yolunda Başka Kumsallar Arayacağız Beraber..

 

 

 

Bebekler ve Kan Kırmızısı

Vicdanım, Vicdansızlık ve Vicdan Sahibi Olmak Arasında Kaldı Dünyanın Cehâlete Batmış Vicdansızlığı Karşısında..İnfiâlim, Tepkisizlik ve Hissizleşme Olarak Tezâhür Etti Bu Yoksun Kötülügün Karanlığında..

 

Asâleti Nihâyetsiz Hünkârım:

Yalnız ve Çaresiz Oturmaktasın Tahtında Tekmil Asâletinle ve Esrârengiz Kudretinle.. İnsanın Âhirete İnanç Avuntusu Kadar Âciz.. Her Şeyimizi Verdin Ama Şükür Duygumuzla İhtiraslarımızı Başbaşa Bıraktın.. Ve Bu Şekilde Her Şeyimizi Almış Oldun Elimizden..Ama Tek Bir Şeyi -Nefis Terbiyesini- Hazine Olarak Sakladın..Ne Yazık ki Aranacak Bir Hazinen Olduğunu Bile Farkedemedik..Senin Sünnetin O Kadar Aziz ve Zarif ki Biz Onu Anlayacak Dikkat ve Zarâfete Daha Ulaşamadık..

 

 

Yazar:  "Rûh-u Aziz"

Devamı gelecek...