Gümüşten bir şamdan
Yedi hüzme sızıyor orada
Yolla ilgisiz odada
Altı gün kalıp mı terk ettin burayı?
gittin kısmın kaldı dünyada, ışık hiç sönmedi yazdı.
bir af mektubuydu bariz, öldürüp mü aldın yanına?
Bir nüsha sahih,
rivayet değil.
O odada eğilmeyen sarih
Adı azazil
yeni adını duymadım, sözleştiğinizden bu yana
bir inattı onunki (aslında kibir)
çıktın gittin, onu niye bıraktın bana?
Ellerimle öldürsem
O benim olur benden içeri
Yer kalır mı ki sana?
onun yurdu belli, ben yolun kenarında
odayı izliyorum, şahidim bunlara.
Kalem vardı,
şamdanın yanında
Bir de kan gördüm,
mürekkep adında.
o nüshayı kanımla yazacaksan benim midir o senin mi?
ben sendensem eğer sana söz verdiysem
bırak bu nüshayı bana, bırak ki göstereyim
kanımın son damlasını ahdim için yazacağımı
senin savaşını verirken çünkü savaş ancak senin adına veriliyorsa
bildiklerine şahit olayım izin ver bana.
ama hepsine değil
Çünkü ben bir çocuğum ve gün kararmakta.
şimdi ne güzeldir ırmakların çağıltısından yansıyan o kızıllık
ve uğultusu kuşların
duyuyorum,
duyuyorum
duyuyo…
duyu…
du…
bir sonlu uyku sonsuz uyanışı çağırmakta.
Usül
Bu hususun hulasa edilişi elbet ki düzyazıyla yapılabilirdi. Bunu tercih etmeme sebebim benim şiir anlayışımla alakalıdır. Şiirin önceliği ritimdir, bir akışın varlığı ve devamlılığı söz konusu olmalıdır. Sırf bu sayede ritmi bilerek bozarak insanları o dizeleri okurken rahatsız edebilir ve ne diyor bu dizede demelerini sağlayarak onları şiirin dünyasından kendi dünyalarına döndürebilirsiniz. Bununla beraber şiirin okuma süresinin kısalığını ve toplumun ufak bir kesimine hitap ettiğini düşünürsek şiirin önceliği akıl olamaz. Şiir bir rivayettir ve hakikate dönüşmesi kalpte açtığı derinlikle alakalıdır. Lakin bu hakikatin kavranması sadece empatiyle ve eşsiz kelimelerin ahengiyle olacak şey değildir, bu yüzden şiir anlamlı ve akla hitap ediyor da olmak zorundadır. Kendi içinde tutarsız bir şiir pek tabi şairin içindeki belirsizliği ve çelişkiyi sembolize ediyor olabilir. Farkında olmadan ve cahilce yazılmış da olabilir. Bu iki olasılığın arasındaki uçurumun aşikar olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda kaybolmuş birinin dediklerinden çok o kişinin kayboluşundan zevk alınacağının da farkındayım. Bu yüzden şiir kendini tekrar etse de aşamalı bir şekilde ilerlese de tutarlılık şairin şiirinin dinlenmesinde ikinci büyük etkendir. Şiir en başta ahengiyle ve ritmiyle okuru etkilemelidir. Sadece ritim ve ahengi yakalasa bile büyük bir şiir olabileceğinin farkındayım. Ama benim arayışım bu kadarıyla kalmıyor. Şiir ilk okumada ikinci kez kelimelere takılarak okuma isteğini uyandırmalı. Ama öncelik uyandırdığı hisler olduğundan ve hisleri zaten benzetmeyle ve çeşitli sentezlerle anlatmaya çalıştığımızdan bu benzetmeleri de ancak başka benzetmelerle açıklayabiliriz. Düzyazı şiirin efsununu ve sadece hislere yöneldiği kısmı söküp alıyor. (Bazen söküp alması da gerekiyor.)
“Bu yüzden şiiri açıklayan tek şey başka bir şiirdir.
bir çalının arkasında yahut yanında şiirini açıklamak için yazılmış başka bir şiir.
Gemilerden birinde
Ezilmemiş kibirden
ölümsüz atlar için kırbaçlar yapılırmış.
Lakin bir pürüz
Ufacık bir ateşi,
bir hatayı doğurmuş
Ölümlü atlar
Ölümsüz atlar kadar
kırbaçlanınca
Çatlayana kadar öldükleri de anlaşılmaz olmuş.
Ölü atlar
Ölümlü atlardan hızlı
Ölümsüz atlardan
Kırbaç payı yavaşmış.
Sonra ateşi
Ateşten sonrasında
kullanmak için
Bir ahdin sonunu beklemek gerekmiş.
bir atın yelesi
Kirli küçük kesesi
Onun ölümünü geciktirmezmiş hiç bir zaman
Atın birisi
Kesilmeden kellesi
Kırbaçlardan kendine kaçmış çatlamadan.
Gemide bir isyankar
Onun yanında da başka bir onlar
Nalsızlar,
Adsızlar,
Asiler.
Gemide bir savaş
Kırbaç yok
Atlar ölmeyecek kadar yavaş.
Ve ihanet
Ilk hayata
Ikincisi için
Yaşamak özgür olmak değil özgür kalabilmek/olabilmek savaşıdır.
Tekrar ölüm
Çünkü çatlar atlar
Savaşın bittiğini göremeden
Zaman kime müsaade etmiş kurtulmak için kendinden?
Bir çalının arkasında şiirinin açıklaması için yazılmış başka bir şiiri açıklamak için yazılmış başka bir şiir
Bir rüya
Gözlerinden ayrı,
Kemiklerinden sıyrılmış
Dokuz canından birincisini
Onsekiz yılından birisini
Götürmüş yanında
Bir rüya
Hepsi eksik
Ama fazla bir kaçında
Bir hayatın sonunda bu hayatın başında
Kimi kurtarırsan kurtar sana inanmayacaklar.
Bir rüya
Bu rüyaların içinde.
Dışındakiler günün birinde
Içinde olamayacaklarsa,
Neden bu rüyaların içinden
Seçmek isteyecekmişim?
Bir rüya
Şunların da içinde olmalı
Şunlar da kabus olacaksa
Uykuyu uyandırmak
Şu rüyalarda
Neden
Neden uyandırmayacakmışım?
Bir rüya
Uyanmak için olmalı
Uyanmak beni kölelikten kurtaracaksa
neden uyanmayacakmışım?
Çünkü rüya ne bunların içinde
Ne şunların dışında
Rüya orada
Onun
Onun erişilmez sanılan yanında
Laz